19 Aralık 2012 Çarşamba

BİR BABA GİTTİĞİNDE


HERKES SEVDİKLERİNİN ÖZELLİKLE DE BABASININ KIYMETİNİ BİLMELİ...
ÇÜNKÜ  O GİTTİ Mİ BİR ÇOK ŞEY GİDER... 
sizinle paylaşmak istiyorum



Bir baba gittiğinde;
Arkanı yasladığın duvar
Sabahları sıcak ekmek
Okul harçlığı, otobüs bileti
Ciğerinden bir parça gider
Gider de gider...

En sinirli anında bile,
Dudağının kenarında bir gülümseme
Bayramda öpülecek el
Çocuklarımızı sırtında taşıyan
O sevimli dede gider
Gider de gider...

Bir içten "oğlum, kızım" sözünün sahibi
İnatçı bir siyasetçi
Koca bir beden
Çocuk bir yürek
Anneyle yapılan lüzumsuz tartışmalar
Heyecanlı bir taraftar
Çalışkan bir "Adam" gider
Gider de gider...

Bir sarılmaya, bir çift söze bile
Fırsat vermez Azrail
Vakit geldiği zaman
Sadece baban değil
Atan gider
Canın gider
Kanın gider
Gider de gider...

Dolmaz boşluğu kısa zamanda
Hep bir ses ararsın, bir nefes
Bir anahtar tıkırtısı
Yanlış bir iş yapınca
Gözünün içine bakılmasını
Ama sadece beklersin

Çünkü;
Bir baba gittiğinde,
Sadece baban değil;
Bir dostun,
Bir arkadaşın,
Bir sırdaşın,
Bir öğretmenin,
Bir ustan,
Bir yanın gider...
Gider de gider !

14 Aralık 2012 Cuma

BUTİGO' DAN 1 YILLIK AYAKKABINI KAZAN...



SELAMLAR HERKESE.....
SİZİNLE BANA MAİLLE GELEN BİR KATILIM ÇAĞRISINI PAYLAŞMAK İSTİYORUM. BUTİGO' DAN 1 YILLIK AYAKKABINI KAZANMAK İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER VE DAHA BİR ÇOĞU AŞAĞIDA....





5 Aralık 2012 Çarşamba

:)) hayat güzeldir...




Ayakkabıcı,yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazl
aydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini öntarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı.


Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı.
Hem de güçlükle.. Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar,
sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:


- Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!.


Çocuk, ona dönerek:


- Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.


- Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı. imanı


Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:


- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.


Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:


- Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?




- Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...


Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:


- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?


Çocuk, başını yanlara sallayıp:


- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.


-İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder.


Çocuk biraz düşünüp:


- Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?


- Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.


Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:


- Üstelik de öğrencisin değil mi?


diye sordu.


- İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.


- Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!.


Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek


- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.


- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?


- Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.


Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:


- Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..


Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:


- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!'

* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir

17 Eylül 2012 Pazartesi

Özdemir Asaf


YAŞ 5
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.

YAŞ 7
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.

YAŞ 12
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.

YAŞ 13
Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.

YAŞ 15
Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.

YAŞ 18
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.

YAŞ 24
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.

YAŞ 33
Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.

YAŞ 36
Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.

YAŞ 38
Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.

YAŞ 41
Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.

YAŞ 44
Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim.

YAŞ 46
Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.

YAŞ 49
Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.

YAŞ 50
Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.

YAŞ 53
İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.

YAŞ 55
Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.

YAŞ 64
Mutluluğun parfum gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.

YAŞ 70
İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.

YAŞ 82
Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.

YAŞ 90
Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

YAŞ 95
Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.

Dün sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum…

Özdemir Asaf

10 Ağustos 2012 Cuma

BİRAZ DA YEMEK.....

İFTARA GELECEK DOSTLARIMIZ İÇİN HAZIRLADIĞIM İFTAR MENÜM:
EZOGELİN ÇORBA
RULO KÖFTE
PİRİNÇ PİLAVI
PATATES PÜRESİ ( BAYILIRIM :)) )
ÇOBAN SALATA
CACIK
KAZANDİBİ

İLK RULO KÖFTE DENEMEM GÜZEL OLDU, ÖVGÜLER SÜPERDİ:)
KIYMAYA EKMEK İÇİ, MAYDANOZ, TUZ KARABİBER, KİMYON, KIRMIZI TOZ BİBER VE 2 YUMURTA İLAVE ETTİM. GÜZELCE YOĞURUP STREÇ FİLM ÜZERİNE DİKDÖRTGEN OLACAK ŞEKİLDE YAYDIM. 
 İÇİNE DE 2 KAVANOZ GARNİTÜRÜ SIRALADIM.

SONRA  RULO YAPIP DOLAPTA 2 SAAT KADAR DİNLENDİRDİM


ARDINDAN STREÇ FİLMİ ÇIKARIP BORCAM TEPSİYE YERLEŞTİRDİM. YANINA PATATES , BİBER VE HALKA DOĞRADIĞIM SOĞANLARI İLAVE EDİP BİRER KAŞIK DOMATES VE BİBER SALÇALARINI SULANDIRIP ÜZERİNE DÖKTÜM 200 DERECEDE PİŞİRDİM. FIRINA KOYMADAN ÖNCE 1 YUMURTANIN BEYAZINI KÖFTENİN ÜZERİNE SÜRDÜM. DAĞILMAYI ÖNLÜYORMUŞ. 


VE ARA ARA KALÇALI SUDAN KAŞIK KAŞIK ALIP KÖFTENİN ÜZERİNİ KURUMAMASI İÇİN ISLATTIM. 
SONUÇ SÜPERDİ.






9 Ağustos 2012 Perşembe

YUMURTA AKI




Bu yöntem itfaiyecilerin eğitimi sırasında ders olarak verilmiş
Bir yanık meydana geldiğinde, kapsadığı alan ne olursa olsun ilk yardım, etkilenen alanı sıcaklık azalıncaya ve deri tabakalarını yakmayı bırakıncaya kadar soğuk suyun altına tutmak ve sonrasında bu bölgeye yumurta akı uygulamaktan oluşmaktadır.

Bir kimsenin elinin büyük bir kısmı kaynar su ile yandığında, duyduğu büyük acıya rağmen elini soğuk su musluğunun altına tutmuş ve sonrasında 2 yumurta kırmış, aklarını ayırmış ve çırpmış ve elini içine daldırmıştır.

Eli o denli yanmış durumdadır ki yumurta akı uygulanır uygulanmaz derisi kurumuş ve yumurta akı bir film tabakası oluşturmuştur.

Daha sonra bu kişi yumurta akının doğal bir kollajen (bir tür albüminoid) olduğunu öğrenmiş ve en az bir saat boyunca eline tabaka üzerine tabaka gelecek şekilde yumurta akı uygulamıştır. Öğleden sonra hiçbir acı duymaz olmuştur. Ertesi sabah yanık bölgesinde nerdeyse belirsiz bir kırmızımsı leke kalmıştır. Elinde sürekli ve feci görünüşlü bir yara izi kalacağını düşünürken 10 gün sonra geride hiçbir yanık izi kalmamış ve hatta deri eski normal rengine yeniden kavuşmuştur!

Yanan bölge yumurta akında mevcut ve aslında vitamin dolu bir plasenta (etene) olan kollajen sayesinde tamamen yenilenmişti

8 Ağustos 2012 Çarşamba

KIRLANGIÇ HIKAYESI !



Günlerden bir gün Kırlangıcın biri bir adama aşık olmus. Ve adamın penceresinin önüne konup adama söyle demis;

Ben seni cok seviyorum lütfen pencereyi acıp beni iceri alda birlikte yaşayalım.
Adam:
Olmaz alamam... Sen bir kuşsun hiç bir kuş adama aşık olurmu?...
demis.
Kırlangıç tekrar;
lütfen pencereyi açıp beni içeri al birlikte yaşarız. Hem ben sana dost ve arkadaş olurum canında sıkılmaz birlikte yaşar gideriz demiş.
Adam yine;
Olmaz alamam...Git başımdan, diye cevap vermiş.
Üçüncü ve son defa kuş adamın penceresinin önüne konup adama tekrar şöyle demis;
lütfen beni içeri al.. Artık soğuklarda basladı, dışarıda kalamam. Biliyorsun ben sıcak havalarda yasayabilirim sadece beni iceri almassan baska sıcak ülkelere gitmek zorunda kalırım. Lütfen beni iceri alda burada kalayım. Birlikte yemek yer omuzuna konar seni neselendirir sana yarenlik ederim. Hemsende benim gibi yalnızsın, der...
Adam ona;
Git derhal başımdan!... Ben yalnız kalıriı demis ve kuşu kovmus...
Kırlangıcta bu cevap üzerine üzüntülü bir şekilde ucmuş ve uzaklara gitmis..
Adam kırlangıc uzaklara gittikten sonra düsünmüs ve kendi kendine
"Ben ne aptal , nekadar akılsız bir adamım, niye kırlangıcla birlikte kalmayi kabul etmedim? Ne güzel birlikte kalırdık demiş ve cok pişman olmuş, pisman olmus olamasına ama is isten gecmis. Kendi kendine nasil olsa sicaklar baslayinca kirlangicim gine gelir bende onu iceri alir birlikte mutlu bir hayat sürerim, demis. Ve penceresini sonuna kadar acip beklemeye baslamis. Yazın gelmesiyle Kırlangiclarda gelmeye baslamis. Ama onun kirlangici gelmemis.yazin sonuna kadar hic penceresini kapatmadan pencerenin basinda beklemis ama Bosuna....Kırlangıc yokmus.Gelen kırlangıclara sormus ama onun kırlangıcını gören olmamis. Sonunda bir bilge kisiye halini danismak ve ondan bilgi almak icin gitmis.
Bilge kisiye olayı anlattıktan sonra bilge kisi ona söyle demiş;
- K ı r l a n g ı c l a r ı n    Ö m r ü    6   a y d ı r . . .

Hayatta bazı firsatlar vardır ömründe bir defa insanın eline geçer ve degerlendiremessen ucup gider 

6 Ağustos 2012 Pazartesi

KARBONAT MUCİZESİ

Bana mail ile gelen bir bilgiyi sizinle paylaşmak istedim. okuyun ve mucizeye ortak olun  :D




Evinizdeki halıları süpürseniz de silseniz de zamanla kokmayabaşlar. 
Halı yıkamacılara verdiğiniz halı bilin ki, en kötü kimyasal
deterjanla, yerlerde araba yıkanır gibi yıkanmaktadır. Oysa kokuyu
çıkarmak için şunu yapabilirsiniz. Bir iki avuç karbonatı halının her
tarafına serpin ve 1-2 saat bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile
iyice süpürün. Halınızdaki o kötü kokudan eser kalmayacaktır.

* Buzdolabınızdaki kokuyla baş edemiyorsunuz. Bütün yiyecekleri dışarı
çıkar, sil, süpür, kurula vs. uğraşmak istemiyorsanız bir kâse
karbonatı buzdolabının bir köşesine koyun. 4-5 günde bir karıştırın.
Kötü kokuların gittiğini göreceksiniz. Ayrıca dolapta sakladığınız
meyve sebzeler üzerinde koruyucu bir etkisi olacaktır karbonatın. 

* Halı, koltuk, elbise üzerine yağ mı damladı? Panik yapıp, deterjana
saldırmayın! Çünkü deterjan leke olan bölgenin rengini açıp renk
dokusunu bozacaktır. Bunun yerine yağ lekesinin üzerine karbonat dökün
ve üzerini hafifçe ıslayın. 1-2 saat bekledikten sonra silin. Yağ
lekesinden eser kalmayacaktır. Zira suyla birleşen karbonat yağları
söküp atan doğal bir sabun haline gelir. 


* Mutfak tezgâhınızın mermerlerini ve fayanslarını limonlu karbonat
ile ovun ve durulayın. En güzel temizleyicidir. Kimyasal deterjan
kalıntısı kalmadığı için üzerine meyve- sebzelerinizi, ekmeğinizi
rahatlıkla koyabilirsiniz. 

* Kirli lavabolarınız için krem deterjanlar yerine limon ve karbonat
kullanın. Lavaboya karbonat döküp limonla ovun. Hem kirlerin
kaybolduğunu hem de parladığını göreceksiniz. 

* Ayrıca tıkanan lavabolarınızı açmak için bir su bardağı karbonatı
lavaboya dökün. Üzerine 1 bardak sirke ilave edip 2 litre kaynar suyu
lavaboya boşaltın. Tıkanan lavabo açılacaktır. 

* Dibi tutan tava ve tencerelerinize akşamdan karbonat döküp, sıcak su
ilave edin. Sabah temizlerken zorlanmayacaksınız. 

* Paslanabilecek eşyalarınızı karbonatla ovarsanız paslanmasını
engellemiş olursunuz. 

* Porselen gibi kararan eşyalarınız varsa limonlu karbonat ile ovun.
Rengi açılacaktır. 

* Aynı şekilde gümüş eşyalarınızı suyla macun haline getirdiğiniz
karbonat ile ovarsanız, rengi açılıp parlayacaktır. 

* Elbise dolabınızda rutubet ve küf kokusu varsa ve naftalin kokusunu
da sevmiyorsanız dolabınızı bir köşesinde ağzı açık şekilde kavanozda
karbonat bulundurun. 

* Banyo duşa kabin camlarını karbonat ile silip durulayın. Duş alırken
daha rahat nefes alacaksınız. 

* Banyo terlikleriniz ister tahta ister plastik olsun üzerine karbonat
dökün ve öyle duş alın. Hem terlikleriniz hem de ayaklarınız rahat
edecek. Bu yolla tahta takunyalarınızın ömrü uzayacağı gibi kimyasal
temizleyiciler, cildinizden uzak tutmuş olacaksınız. 

* Çamaşır makinesinde kullandığınız deterjan miktarını yarı yarıya
azaltıp gerisini karbonat ile tamamlayın. Çamaşırlarınız daha temiz ve
kimyasal artıklardan uzak kalmış olacaktır. 

* Ağız sağlığı ve diş bakımı için de karbonat çok önemlidir. Akşamları
yatmadan önce 1'e 1 oranında tuz ile karıştıracağınız karbonat ile
dişlerinizi fırçalayın. Diş çürüklerinde yerleşip yaşayan ve vücudu
kansere hazırlayan bağışıklık yokedici virüslerin iki düşmanından
birisi karbonattır. Sabaha kadar ağzınızda ve dişlerinizdeki bakteri
ve virüsler karbonat ve tuzun etkin temizleyiciliği ile tamamen
temizlenmiş şekilde uyuyacaksınız. Ayrıca ağız ve diş kokuları da
önlenmiş olacaktır.

* Sonuç olarak; sirke, limon ve karbonat evinizde sadece mideniz için
değil her türlü temizlikte ve pratikte kullanabileceğiniz doğal
ürünlerdir. Mümkün olduğunca bu ürünleri kullanmaya özen göstermeniz;
hem çocuklarınızın ve sizin sağlığınız için hem de yaşanabilir, nefes
alan bir ev açısından önemlidir. 

EK NOT: Bu arada "implant" uygulamaları zayıf bünyelerde diş köklerinde
bulunan yukarıda belirtilen virüslerin kana karışması sonucu
bağışıklık sisteminin iflası ile kişinin 6 ay - 1 yıl gibi sürelerde
kanserden hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
ve özellikle Amerikada bu uygulamalar çok zor ve kısıtlanmış
durumdadır. Bu nedenle çene kemiği ile opersyonlardan uzak durmalıyız. 

* Bunu da mümkün olduğunca duyurmak insani bir görev. Yurdumuzda harıl
harıl "implant" yapılıyor. Amaç TİCARET olsun tabi... İşte bu virüsü
öldüren adı sanı olan bir ilaç var, bir de karbonat çok etkili.! 

Prof.Dr. Ayse AKIN 
Başkent Üniversitesi
Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması 
Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü

9 Temmuz 2012 Pazartesi

YENİ PROJELER...


HERKESE SELAMLAR... GEÇENLERDE BİZİM YAZLIĞA HER PAZAR GÜNLERİ GELEN SEYYAR SATICIDA TANESİ 3,50 TL YE BU 48 BEDEN PİJAMALARDAN GÖRDÜM. DESENLERİNE BAYILDIM TABİ...


PİJAMAYI ALDIM VE DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM. NE YAPABİLİRİM DİYE. KIZIMA GECELİK YAPMAYA KARAR VERDİM.
GÜNEŞ'İN İP ASKILI BİR ELBİSESİNİ KALIP OLARAK KULLANIP GECELİĞİ KESTİM.
MAKİNADA DİKİŞ BİLMEDİĞİM İÇİN ELDE MAKİNA DİKİŞİ İLE DİKTİM.


PİJAMANIN BEL LASTİĞİ KISMINI KESİP GECELİĞİN ASKILARINI YAPTIM. 
NASIL SİZCE DE İLK DENEMEYE GÖRE İYİ OLMUŞ DEĞİL Mİ:))


SON HALİYLE KIZIMIN MANKENLİĞİNDE GECELİĞİMİZ...




25 Haziran 2012 Pazartesi

BALIKLI T-SHİRT


Yine kipa günlerinden 1.50 TL ye beyaz t-shirt aldım. Güneş' in boyama kitaplarında bulduğum balık figürlerini t-shirtün önüne kurşun kalemle çizdim.

 ve renk renk kumaş boyalarıyla boyadım. sonra tersten sabitlemek için ütüledim. 40 derecede yıkandığında boyalarda çıkma falan olmadı.
Balıkların ağzından çıkan baloncukları da pipetle yaptım. pipeti boyaya bat ırdım ve t-shirt üzerine bastırdım bu halkalar oldu:))


benim kızım da bayıldı bu t-shirte.bakın bakalım nasıl olmuş:))



24 Haziran 2012 Pazar

KİPA indirimleri...

Alışveriş için genellikle kipayı tercih ederim. Her gidişimde de mutlaka kıyafet reyonunu gezerim. işte son %70 indirimlerden aldıklarım. kızıma 4 yaş kendimede 12 yaş için olan kot pantalonlardan aldım. süper yumuşak bir dokusu var. hem de 17 tl den 5.25 tl ye inmiş.
Sonra alttaki 3'lü t-shirtler 8.40 tl. F&F marka. Bu markanın ürünleri gayet kaliteli bence. önceki deneyimlerimden yararlanıp hemen aldım .
En son birde yazlık pantalon aldım kızıma. kapri de olabiliyor. O da 22 tl den 6.60 tl ye inmiş. 




29 Mart 2012 Perşembe

İpekyol' un Size Özel Hediyeleri…







Karşınıza çıkan mini formu doğru ve eksiksiz olarak doldurun. 
E-posta adresinize, size özel bir link gönderecekler. 
Bu linki herkesle paylaşın. 
Her hafta linki en çok paylaşılan ilk 10 kişiden biri sen olun, 
ayakkabı da sizin olsun! 
Unutmayın, arkadaşlarınınızın, senin verdiğin linke tıklayarak kampanyaya katılmaları gerekiyor. Yani onlar da ayakkabı seçmeli ve senin gibi bu mini formu doldurmalı. 
Bol şans!




benim için link...
                           http://www.hurriyetaile.com/ipekyol/16d2


27 Mart 2012 Salı

Anne olmak üzerine...




Kızım hafta sonundan beri ateşli. cumartesi gecesi doğum günü vardı ama onda bile halsizdi. çocuklarda ateşi 3 gün takip etmek lazım ateş düşürücülerle. ama 3 günde geçmezse viral enf. olabilir. tahlil falan gerekebilir. ben de bugün doktor amcamıza götüreceğim artık güneşim'i. yavrum hasta olunca hemen süzülüyor. uykusuz geceler bitecek inşallah. gece 3 de meyve suyu ve çizgi film krizimiz vardı. en son saate baktığımda saat sabahın 5' iydi ve ben ve kızım sızmışız artık.işte onun başında öyle süzgün dururken nette okuduğum bu yazı aklıma geldi aradım taradım sizinle paylaşıyorum...

BEN ANNE OLMASAYDIM EĞER;Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.
Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar çıkıp kendi çapımda ilk defa bir alanda rekorumu kıramayacaktım.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.
Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.
Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.
Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.
Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.
Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.
Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.
Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.
Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.
Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.
Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.
Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.
38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.

ANNE OLMASAYDIM EĞER;
Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.

SEN OLMASAYDIN EĞER; yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.

SEN OLMASAYDIN EĞER; ben asla "anne" olmayacaktım. Bir çocuk doğduğu anda, 

bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!

 

Nasıl alacaksınız?

Gezintiniz sonunda tam size göre birşey bulduysanız ve bu ürünü nasıl alacağım diyorsanız herşey çok basit:))
hemen satamant@hotmail.com yada satamant@gmail.com adresine seçtiğiniz ürünü belirten bir mail atıyorsunuz. Ardındanvereceğim hesap numarasına ödeme yapıyorsunuz, para hesabıma geçtiğinde kargonuzu gönderiyorum.
Ya da gittigidiyor'da sizin için özel satış açıyorum. Gitti gidiyor satışlar üzerinden komisyon aldığı için ödemeniz gereken miktar değişiyor. Siz ödemeyi yapar yapmaz ürünü size doğru uçuruyorum:). Kargoyu teslim aldığınızda onay veriyorsunuz, ben de paramı alıyorum :)

ÖNEMLİ NOT: Kargonuzu hergün aras kargo ile yollayabilirim. PTT kargoyla göndermemi istiyorsanız kargo ücretini de ödemeye dahil etmek zorundayız çünkü alıcı ödemeli kargo almıyorlar. Haftada 1 kez PTT ye gitme olanağım var.Bunu da hatırlatmış olayım.
Evet şekerler, bekliyorum mailleri. herkese uygun bir ürün vardır mutlaka....